Bir Kurultay daha geldi geçti… Beraberinde pek çok tartışmalarla elbette… Adeta her bir saniyesi üzerine uzun uzun oturulup açık oturum niteliğinde… Kaybeden / kaybedenler, kazanan / kazananlar… Peki, Denizli bu denklemin neresinde? Buyurun birlikte göz atalım…
…
Özgür Özel devrinin başlangıcındaki ‘Çoban Ateşi’ni yakan şehir oldu Denizli! Bu noktada Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum ve yönetimi adeta ‘Haykırarak’ ‘Değişim’ dedi. Özgür Özel’in kendi memleketi olan Manisa’dan çıkıp anlık bir program değişikliği ile Denizli’ye davet edilmesi bu ateşi harladı ve belki de başka şehirlere de cesaret verdi.
…
Cesur ve azimli bir davranış olarak değerlendirmiştim o dönemdeki bu kararlı haykırışı da… Hatta İl Başkanı Ali Osman Horzum ile görüşmemde; “Zaten 14 delegeniz var, kurultayda sessiz sakin gidip oyunuzu kullanabilirdiniz. Neden bu riskli çıkışı yaptınız?’ soruma kendisi de; “Biz demokrasiye inanan bir partiyiz. Risk bunun neresinde? Bir karar verdik ve bu kararın gerekliliğini göstermeliyiz!” açıklaması yapmıştı.
…
Benzer bir görüşme Pamukkale İlçe Başkanı Uğur Coşkun ile de aramızda yaşandı. ‘İl Başkanlığının kararına mı destek oldunuz? Seçim şansınız olsaydı yine aynı kararı verir miydiniz?’ soruma yanıt olarak kendisi de; “Bilakis, bu destek çağrısının yapılması kararını verenlerdenim. Olması gereken bu duruştu. Örgüt olarak tam destekle ‘değişim’ noktasındayız!” yanıtını verdi. Her iki görüşme de Özgür Özel’in Denizli ziyaretinin hemen sonrasında gerçekleşti. Yani kurultay öncesi…
…
Gelelim bugüne! Genel Başkanlık sandığından çıkan isim Özgür Özel oldu. CHP’de başlayan ‘Özel’ dönemi için kurulan 23 sandıkta 1366 delege 60 kişiden oluşan PM ve 15 kişilik YDK üyelerinin seçimi için oy kullanıldı. Listede kamuoyunda çoklu dönem milletvekili olan ve tepki çeken isimlerin hiç biri yer almadı. Ancak Denizli lobisinin markajındaki isim: Bülent Nuri Çavuşoğlu Parti Meclisi’nde yer alarak tüm Türkiye’ye adını duyurdu.
…
Denizli’de örgüte yıllarını vermiş ve hemen hemen her kademesinde görev almış olan Bülent Nuri Çavuşoğlu, milletvekili olma heyecanını yaşayamasa da seçimlerin üzerinden 6 ay geçti ki kendini Ankara’da buldu. Hem de parti içinde milletvekilliğinden daha önemli bir kadroda…
Bu hiç kuşkusuz örgüt olmanın bir kazancı idi… Ancak bu bir zafer değil, daha büyük bir sorumluluk şahsi kanaatimce…
Yıllardır örgütü hiçe saydığını, vatandaşa dokunamadığı noktasında eleştirdikleri TBMM Başkanvekili Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’dan bütün beklentilerini Çavuşoğlu olarak üstlenmek gerek;
Tabandaki ‘bölünmüşlük’ algısını, ‘değişim’ umudu ile yıkarak ‘birleşe birleşe kazanmak’ yolunda emek verecek bir ‘Çavuşoğlu’ olmak gerek;
Yılların gıybet ve ‘taraftar’ savaşlarını tarihe gömüp kenetlenecek birlikteliği sağlayacak bir ‘Çavuşoğlu’ adımları atmak gerek;
Sen ‘Bizdensin’ şöyle gel! Sen ‘ötekisin’ öte dur! demeden politika yapacak bir ‘Çavuşoğlu’ duruşu gerek;
Ve en nihayetinde yaklaşan yerel seçimler öncesinde hem parti politikaları hem de adayların belirlenmesi noktasında üzerine düşen büyük görev ve sorumlulukları, tabanın beklentileri noktasında imzayı atmak demek…
İşte o zaman yılların emeği, örgütün gücü olarak yakalanan bu büyük başarının hem kent siyasetinde hem de Cumhuriyet Halk Partili seçmen nezdinde bir karşılığı gelecektir.
İşte o zaman; yerel seçim sonuçları bilinmez ancak kent siyasetinde kazanan bir Denizli’den bahsedilecektir.