Kardeşiyle patlamanın meydana geldiği dün beraber olduklarını ifade eden Bağ, babasının işlettiği markette otururken Dilek’in canı zeytin çektiği için patlama bölgesindeki iş yerine gittiğini anlattı. Bağ, şöyle devam etti:
“CANIM ZEYTİN İSTİYOR” DEMİŞ DIŞARI ÇIKMIŞ
“Kardeşim, ‘Benim canım zeytin istiyor.’ deyip çarşıya gitmişti. ‘İçinde kalmasın, al.’ dedim. Bir baktım, ‘Bom’ diye ses geldi. Çığlık attım, ‘Kardeşimi getirin.’ dedim ama kimse getirmedi, sonra cansız bedenini gördüm. Benim canım çok yandı, kim sebep olduysa onların da canları yansın. Bu acıya nasıl dayanacağız? Kardeşimin küçücük bedenini toprağa verdim, cezasını çeksinler. Kardeşimle kurduğumuz hayaller yarım kaldı. Ufacık bir ağrısı olduğunda ‘Gel, öp, iyileşsin.’ derdi. Ben marketteydim, küçücük yeğenim kucağımdaydı, o yüzden yanına gidemedim, kardeşimi kurtaramadım.”
“ÇOK HAYALİMİZ VARDI, HİÇBİRİNİ YAŞAMADI”
Almanya’daki ablasının olaydan bir gün önce gördüğü rüyayı annesine anlattığını dile getiren Duygu Bağ, “Ablam ikimizi rüyasında görmüş. Anneme anlatıyor, ‘İki kız kardeşim de bekar, Almanya’ya getirmek istiyorum.’ demiş. Kıymetli ve değerli çok hayalimiz vardı, hiçbirini yaşamadı. Yaşamadan da can verdi.” ifadelerini kullandı.
Baba Murat Bağ da cumhuriyet savcısıyla konuştuğunu, olayda sorumluluğu bulunanların cezalarını çekmesini istediğini belirterek, “Evlat acısı çok zor, Allah kimseye yaşatmasın.” dedi.
