Ülkemiz hukukun yok sayıldığı; eğitim, sağlık, güvenlik, ekonomi, üretim, ağır sanayi, tarım ve benzeri alanlarda dolu dizgin kaosa sürükleniyor. Mali disiplinin kaybolduğu bu süreçte son iki günde %10’dan daha fazla yoksullaştı halkımız.
Servet sahibi azınlık varsıllaşmaya devam etti. Ülkedeki her ekonomik ve siyasi kriz emekçileri yoksullaştırırken azınlık sermayeyi daha da “azgın varsıla” dönüştürür.
Sorun yalnızca Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ya da tutuklanması değil. Sorun vatandaşın devletine, hukuka ve adalete güvensizliğinin her geçen gün artmasıdır.
Yıllar sonra ülkede yöneticilik yapmış ve seçilmiş bir insanın diplomasını hukuksuz bir şekilde iptal ediyorsunuz. Yıllardır üniversitede dersler veren, binlerce öğrenci yetiştirmiş bir profesörün diplomasını 35 yıl sonra iptal ediyorsunuz. Kim neye güvenecek bundan sonra? Bir öğretmenin diplomasının da iptal edilemeyeceğinin garantisi var mı şu anda ülkemizde
85 milyon vatandaş, bu ülkeyi yöneten partili cumhurbaşkanının lisans diplomasını hala göremedi!
Bir 10 kişi çıkıp da biz bu partili cumhurbaşkanının üniversite arkadaşlarıyız diyemedi!
Bu partili cumhurbaşkanın üniversite mezunlar buluşmasına hiç tanık olamadık!
Bu partili cumhurbaşkanım hangi üniversiteyi, hangi lisans programını bitirdiğini bilmiyoruz!
Ama şunu biliyoruz ki, ayarını bozduğun kantar birgün gelir sizi de tartar!
Tıbbıyeli Hikmet, 1919 Mart ayında Darülfünun’un kuruluşunu kutlamak gerekçesiyle işgalci İngilizlere karşı direnişe geçerek bir kıvılcımı yakmıştı. Bugün de üniversite gençliği demokrasinin, halkın iradesinin işgal edilmesine karşı sesini yükseltmektedir.
Ülkeyi yönetenler, toplumun refahını, mutluluğunu, güvenliğini, adaletini sağlayamıyorsa gençlerin ve öğrencilerin gelecek güvencesini sağlayamıyorsa o koltuktan derhal kalkmalıdır.
Direnişse direniş, yürüyüşse yürüyüş. Baskılara boyun eğmeyeceğiz ve asla susmayacağız!
Namık Kemal AYDOĞAN
Sendikacı, Öğretmen